Kontratsiz kiracinin ne hakkı var ?

Ela

New member
Kontratsız Kiracının Hikâyesi: Evin Duvarlarına Sığmayan Sessizlik

Selam forumdaşlar,

Uzun zamandır yazmıyordum ama bugün yaşadığım bir olay beni öyle derinden etkiledi ki paylaşmadan duramadım. Belki içinizde benzer bir durum yaşayanlar vardır, belki de sadece birinin sessiz çığlığını duyacak bir çift göz olursunuz.

Hikâyem kontratsız bir kiracıyla başladı ama öyle basit bir “hukuk” meselesi değil bu… Bu hikâye; güvenin, aidiyetin ve insan olmanın sınırlarını sorgulatan bir hikâye.

---

Bir Evin Kapısında Başlayan Sessizlik

Meryem, üç yıl önce İstanbul’un kenar bir mahallesinde, eski ama sıcak bir eve taşındı. Ev sahibi Yusuf Bey, orta yaşlarında, işini bilen, planlı, biraz da mesafeli bir adamdı.

Aralarında yazılı bir sözleşme yapılmadı çünkü o zaman “ne gerek var” demişti Yusuf Bey. “Ben güvene inanırım kızım, sen düzenli öde, ben de karışmam.”

Meryem de güvenmişti. Çünkü o sırada hayat zaten fazlasıyla kırılgandı; boşanmanın ardından bir çocuğuyla yeni bir düzen kurmaya çalışıyordu. O ev, onun ve oğlunun yeniden nefes alabildiği bir sığınak olmuştu.

---

Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Kalbi

Zaman geçti, kiralar arttı. Yusuf Bey’in çevresindekiler “Bu zamanda kontratsız kiracı mı kalır, bir gün çıkaramazsın” diyordu.

O ise her şeyin bir “çözümü” olduğuna inanıyordu. Bir akşam oturup hesap yaptı, piyasadaki kira fiyatlarına baktı ve kendi kendine düşündü:

“Ben haklıyım. Ev benim. Kimse beni mağdur edemez.”

Diğer yandan Meryem, her ay maaşından kısıp kirasını ödemeye devam ediyordu. Fakat gün geldi, Yusuf Bey kirayı artırmak istedi. Öyle yüzde on beş, yirmi değil; neredeyse iki katı.

Meryem’in sesi titredi, “Ben bunu ödeyemem, ama istersen sözleşme yapalım, resmi bir şekilde öderim” dedi.

Yusuf Bey’in cevabı netti: “Seninle artık sözleşme değil, yolları ayırmamız gerek.”

---

Bir Kadının Direnişi

O gece Meryem, evin duvarlarına baktı. Boya dökülmüştü belki ama o duvarların ardında çocuk kahkahaları vardı. O ev onun için sadece bir kira meselesi değildi; yeniden hayata tutunduğu yuvaydı.

Sabaha kadar interneti taradı, forumları okudu, hukuk sitelerinde dolaştı. “Kontratsız kiracının hakkı” diye yazdı defalarca.

Ve öğrendi ki:

Eğer bir kiracı kira ödüyorsa, kontrat olmasa bile o bir “sözleşme” anlamına geliyor. Yazılı değil ama fiili bir sözleşme var. Üstelik ev sahibinin onu bir anda çıkarma hakkı yok.

Yusuf Bey’in stratejisi karşısında, Meryem kendi sessiz savaşını başlatmıştı.

---

Forumda Açılan Başlık: ‘Kontratsız Kiracının Hikâyesi’

Bir sabah, Meryem bu hikâyeyi bir forumda paylaştı. Aynen şu cümlelerle başlamıştı:

“Merhaba dostlar, ben belki de birçoğunuzun ‘küçük mesele’ dediği bir şey yaşıyorum ama bana göre bu bir hayat meselesi. Kontratsız bir kiracıyım ve bir gecede ‘çık’ dendi bana.”

Altına yüzlerce yorum geldi.

Bir erkek kullanıcı yazdı:

> “Abla, duygusallaşma, bu işin yolu belli. Noterden ihtar gelsin, sen de avukatla konuş. Haklıysan çıkmazsın.”

> Bir kadın kullanıcı ise şöyle dedi:

> “Canım, üzülme. Sen o evde emeğini, sevgini, hayatını koymuşsun. Kimse seni bir günde silemez. Hakkını ararken kalbini de koru.”

İki farklı bakış açısı…

Biri akıl, biri yürek.

Ama her ikisi de Meryem’in direncine omuz olmuştu o gün.

---

Yusuf Bey’in Hesabı, Hayatın Cevabı

Bir hafta sonra Yusuf Bey kapıya geldi. “Ne yapalım, çıkman lazım” dedi.

Meryem derin bir nefes aldı.

“Ben çıkmam Yusuf Bey. Çünkü ben burayı kiraladım, her ay ödememi yaptım. Yasal olarak hakkım var.”

Adam dondu kaldı.

Bir anda stratejik düşünceler, insani bir duvara çarpmış gibiydi.

Sonra avukatına sordu, internette okudu, öğrendi ki gerçekten de Meryem’in hakları vardı:

– Kontratsız bile olsa, kira ödemeleri ispat olduğu sürece kiracı sayılır.

– Ev sahibi çıkarmak istiyorsa, tahliye davası açmak zorundadır.

– “Benim evim” diyerek aniden çıkaramaz.

O an Yusuf Bey’in içinden bir ses “Haklıymış” dedi ama dudakları susmayı seçti.

---

Bir Evin Gerçek Sahipliği

Aylar geçti. Davalar, yazışmalar, tanık ifadeleri…

Ama sonunda Meryem kazandı. Evde kalmaya devam etti.

Yusuf Bey ise bir gün posta kutusuna sıkıştırılmış bir mektup buldu.

Zarfın içinde bir not vardı:

> “Ben burayı hiçbir zaman sadece kiraladığım bir yer olarak görmedim.

> Burası, oğlumun ilk adımlarını attığı yerdi.

> Ve ben sadece bir kiracı değil, buraya emek vermiş bir insanım.”

O anda Yusuf Bey’in gözleri doldu. Çünkü o da bir zamanlar benzer bir hikâye yaşamıştı; babasının evinden “kontratsız” çıktıkları günü hatırladı.

Hayat, bazen dönüp insana kendini aynada gösteriyor.

---

Forumdaşlara Bir Not

Bu hikâye sadece Meryem’in değil; belki senin, belki komşunun, belki de bir gün senin çocuğunun hikâyesi olabilir.

Kontratsız kiracı demek, sahipsiz insan demek değildir.

Eğer düzenli ödeme yapıyor, evi koruyor, yaşamını oraya sığdırıyorsan; yasa da, vicdan da senin yanında durur.

Yusuf Bey’in hesabı kanuna dayanıyordu belki ama Meryem’in direnci insana dairdir.

Ve bazen bir evi ev yapan şey, kontrat değil; içinde atılan kalp atışlarıdır.

---

Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?

Bir gün siz olsanız, Yusuf Bey gibi mi davranırdınız yoksa Meryem gibi mi direnir, hakkınızı sonuna kadar savunur muydunuz?

Yorumlarınızı okumak isterim… Çünkü bazen bir yorum, bir insanın yalnızlığını hafifletir.