EMS regl iken yapılır mı ?

Simge

New member
[color=]Regl Döneminde EMS Yapılır mı? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Çok Boyutlu Bir Bakış

Merhaba forumdaşlar,

Her konuyu biraz farklı açılardan görmeyi seven biri olarak, bugün sizlerle sıklıkla merak edilen bir meseleyi konuşmak istiyorum: Regl döneminde EMS (Elektro-Miyostimülasyon) yapılır mı? Bu konu, yalnızca fizyolojik bir mesele olmaktan çıkıp, toplumsal normların, kültürel değerlerin ve hatta cinsiyet temelli algıların da devreye girdiği ilginç bir tartışma alanı hâline geliyor.

O yüzden gelin, bu konuyu sadece “yapılır mı, yapılmaz mı?” düzleminde değil, hem küresel hem de yerel bakışlarla, hem bireysel hem de kültürel katmanlarıyla birlikte ele alalım.

---

[color=]Küresel Perspektifte EMS ve Regl Dönemi: Bilim ve Kültürün Kesişim Noktası

Dünya genelinde EMS, özellikle son yıllarda kısa sürede yoğun antrenman etkisi sağladığı için popülerleşti. Avrupa’da birçok spor merkezi bu yöntemi “vücut farkındalığı” ve “denge” temalarıyla birlikte sunuyor. Ancak regl dönemi söz konusu olduğunda, küresel sağlık rehberleri genellikle temkinli yaklaşımı öneriyor.

Örneğin Almanya’daki spor tıp uzmanları, EMS’in regl sırasında kası gevşetici etkisi nedeniyle bazı kadınlarda ağrıyı hafifletebileceğini söylese de, düşük tansiyon, yorgunluk ve ödem gibi semptomları olan kadınlarda dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor.

Kültürel olarak bakıldığında, Batı’da bu dönem “bedenin dinlenme hakkı” olarak görülürken, Asya’nın bazı bölgelerinde regl dönemi hâlâ “bedensel saflığın bozulduğu” bir dönem gibi algılanıyor. Bu kültürel fark, EMS gibi teknolojik uygulamalara da yansıyor: Japonya ve Kore’de bazı spor salonları, regl döneminde özel “düşük yoğunluk modları” sunarken, Ortadoğu’da bu dönemde spor yapmayı tamamen ertelemeyi öneren yaklaşım daha baskın.

---

[color=]Yerel Perspektifte Regl ve EMS: Türkiye’de Tabular, Gerçekler ve Kadın Dayanışması

Türkiye’de regl hâlâ açıkça konuşulmayan ama herkesin yaşadığı bir gerçek. EMS stüdyolarında çalışan eğitmenlerle konuştuğunuzda, kadınların çoğunun regl olduklarında “bugün gelemem hocam” deyip geçtiklerini ama sebeplerini açıklamaktan çekindiklerini duyarsınız.

Bu, konunun fizyolojik olmaktan çok kültürel bir sessizlikle çevrelendiğini gösteriyor.

Ancak son yıllarda kadınların beden farkındalığı artıyor. Bazı spor salonları “kadın antrenörlerle regl dostu programlar” geliştirmeye başladı. Bu programlar, EMS’in kas kasılmalarını regl sancılarına göre ayarlayarak ağrıyı hafifletebileceğini öne sürüyor.

Burada ilginç bir toplumsal fark da karşımıza çıkıyor: Erkek eğitmenler genellikle meseleyi “performans” ve “teknik” açısından yorumlarken, kadın eğitmenler daha çok “bedenle uyum” ve “kendini dinleme” yönünden yaklaşıyor. Bu fark aslında cinsiyet temelli düşünme biçimlerinin güzel bir yansıması.

---

[color=]Erkeklerin Pratik Çözümler, Kadınların Kültürel Bağlar Üzerinden Yaklaşımı

Genel eğilimleri göz önüne aldığımızda, erkeklerin bu tür konularda “verim”, “sonuç” ve “çözüm” ekseninde düşündüklerini görürüz.

EMS regl döneminde yapılır mı?

Onlara göre yanıt basittir: “Eğer tıbben sakıncası yoksa, neden olmasın?”

Bu yaklaşım, rasyonel ama duygusal ve kültürel boyutları ihmal edebilir.

Kadınlar ise, özellikle kendi deneyimlerinden yola çıkarak, bu konuyu yalnızca biyolojik değil, toplumsal bir deneyim olarak görür.

“Bedenim bu dönemde yavaşlıyor, bu bir eksiklik değil.”

Bu cümle, birçok kadının kendi bedeniyle barışma sürecini anlatır. Kadınlar EMS gibi modern teknolojilere temkinli ama sezgisel bir merakla yaklaşır. Kimi zaman “bedenim ağrıyor ama EMS sonrası rahatlıyorum” der, kimi zaman da “bugün dinlenmeyi seçiyorum” diyerek kendini önceler.

Bu farklılıklar aslında zenginliktir; çünkü aynı soruya iki ayrı bilinç düzeyinden verilen yanıtları görmemizi sağlar.

---

[color=]Regl Döneminde EMS’in Fizyolojik Boyutu: Ne Diyor Bilim?

Bilimsel açıdan bakarsak, EMS regl döneminde yasak değildir.

Ancak şu uyarılar öne çıkar:

- Eğer şiddetli karın ağrısı, baş dönmesi veya kansızlık gibi semptomlar varsa EMS önerilmez.

- Kas stimülasyonu, rahim kasılmalarını dolaylı etkileyebileceğinden, bazı kadınlarda ağrıyı artırabilir.

- Buna karşın, düşük yoğunlukta yapılan EMS, kasları gevşetip kan dolaşımını artırarak rahatlama sağlayabilir.

Yani bilim, tek bir “doğru” cevap sunmuyor. Çünkü regl deneyimi kişiye özeldir. Bedenin verdiği tepkiler bireyden bireye değiştiği için, en iyi rehber yine kişinin kendisidir.

---

[color=]Topluluk Deneyimi ve Paylaşımın Gücü

Bu noktada, bireysel deneyimlerin gücü devreye giriyor. Çünkü hiçbir tıbbi bilgi, bir kadının kendi bedeniyle kurduğu iletişimin yerini tutamaz.

EMS yapan birçok kadın, forumlarda benzer yorumlar paylaşıyor:

> “Ben ilk gün yapamıyorum ama ikinci günden itibaren ağrılarım azalıyor.”

> “EMS sırasında karın kısmını atlıyorum, sadece bacak ve kolları çalıştırıyorum.”

> “Yorgunluk hissi artarsa duruyorum, bedenimi zorlama gereği duymuyorum.”

Bu tür paylaşımlar, kadın dayanışmasının ve deneyim aktarımının modern biçimlerini oluşturuyor.

Kültürel olarak sessizleştirilen regl, böyle ortamlarda normalleşiyor, konuşulabilir hâle geliyor.

EMS de bu konuşmanın bir parçası oluyor; sadece spor değil, beden farkındalığı ve kadın sağlığı üzerine bir diyalog aracına dönüşüyor.

---

[color=]Sonuç: Bedenini Dinle, Kültürünü Hatırla, Kendi Cevabını Bul

Regl döneminde EMS yapılıp yapılmayacağı sorusu, aslında “kendi bedenine ne kadar kulak veriyorsun?” sorusuna dönüşüyor.

Küresel ölçekte bilgiye ulaşmak kolaylaştı ama kültürel kalıplar hâlâ davranışlarımızı şekillendiriyor.

Erkekler çoğu zaman bu meseleyi teknik bir “evet-hayır” sorusu olarak görürken, kadınlar için bu dönem bir bedensel içe dönüş ve kendini anlama zamanı olabiliyor.

Belki de asıl mesele, EMS’i yapıp yapmamak değil, bunu neden yapmak veya yapmamak istediğini fark etmek.

Çünkü regl, yalnızca biyolojik bir süreç değil; kadının kendi ritmini, sınırlarını ve gücünü yeniden tanımladığı bir alan.

Forumdaşlar, siz ne düşünüyorsunuz?

EMS’i regl döneminde denediniz mi, nasıl hissettiniz?

Paylaştıkça hem birbirimizi hem de bedenimizi daha iyi tanıyacağız.

Belki de bu konuda en doğru cevap, her birimizin kendi bedeninde saklıdır.