Giresun'da düğün nasıl olur ?

Simge

New member
[color=]Giresun’da Düğün Nasıl Olur? Horonun Nabzı, Fındığın Kokusuyla Birlikte[/color]

Selam dostlar,

Bu başlığı açarken içimde hem heyecan hem de hafif bir gurur var. Çünkü Giresun’da düğün dediğin yalnızca iki insanın bir araya gelmesi değil; yaylanın rüzgârı, kemençenin iç çekişi, fındık bahçelerinin sabrı ve mahallenin dayanışmasıyla örülü koca bir hikâye. Düğün, “biz” olmayı pratik eden bir prova gibi. Hadi gelin, geçmişin köklerinden başlayıp bugünün ritmine ve yarının ihtimallerine doğru birlikte yürüyelim.

---

[color=]Kökler: İsteme’den Horona, Düğünün Omurgası[/color]

Giresun düğününün kökleri, isteme ve sözle atılır. Aile büyükleri, sözü tatlı ve net olan bir büyüğü öne sürer; küçük bir “aile meclisi” kurulur. Burada erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı tavrını görürüz: kim gider, ne konuşulur, ne zaman söylenir? Kadınlar ise empatik ve topluluk odaklı yanlarıyla ilişki dokusunu örer: karşı tarafın gönlü nasıl alınır, kim incitilmeden nasıl bir yol tutulur?

Söz-nişan sonrası bohça kültürü devreye girer; zarif mendiller, el işlemeleri, simli yazmalar… Her parça, iki aile arasında “biz artık akrabayız” diyen bir el sıkışmasıdır. Ardından kına gecesi: Hem hüzün hem sevinç. Kına türkülerinde ayrılığın sızısı, elin avuca yakılan motifte birlikteliğin duası vardır. Kına yakılırken bir yandan da kadınların duygudaşlığı, “kız alma-gelin verme”nin ağırlığını paylaşır.

---

[color=]Gelin Alma, Bayrak ve Konvoy: Ritüellerin Kılavuzu[/color]

Gelin alma sabahında, damadın evinde bir hareketlilik başlar. Kapıya bayrak asılır; bu, “hane şenlikte, kapı açık” demektir. Davul-zurna ve kimi yerlerde kemençe-tulum ikilisi sokağın nabzını yükseltir. Gelinlik evden çıkarken bahşiş ve küçük imtihanlar (kapı kesme, yol kesme) esprili bir pazarlığa dönüşür: erkekler “hadi işi çözelim” diye pratik çözümler üretirken, kadınlar “kimse kırılmasın” diyerek gerginliği kahkahayla yumuşatır.

Konvoy kısmında bir parantez: Eski alışkanlık olarak havaya ateş açma geleneği vardı; bugün Giresun’da da Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi bu alışkanlıktan uzaklaşılıyor—iyi ki. Çünkü gerçek sevinç, güvenli ve sağduyulu kutlamayla anlam kazanıyor.

---

[color=]Horonun Dili: Dizlerin Konuştuğu Yer[/color]

Giresun düğününde horon, bir dans değil bir cemaat dilidir. Elde el, omuzda omuz, dizlerin yerle yaptığı o sert ama uyumlu konuşma… Horona kalktığında; en öndekinin ritim komutuna herkes uyar. Stratejik düşünmeye alışık erkekler burada senkron ve liderlik refleksiyle akışı korurken, kadınlar ritmin duygusunu ve topluluk uyumunu taşıyan zarif geçişleri üzerinde taşırlar. Bu denge, düğünün ruhunu kurar: Güç ve nezaket, tempo ve zarafet.

---

[color=]Sofra: Karalahana Buharı, Mısır Ekmeğinin Sıcaklığı[/color]

İkramlar; mısır ekmeği, karalahana sarması, fındıklı tatlılar, kimi yerlerde hamsili atıştırmalıklar… Mutfak, Giresun düğününün görünmez mimarıdır. Sofrada stratejik bir organizasyon da vardır: kim nerede oturacak, hangi tepsiler hangi masaya gelecek, servis akışı nasıl yürütülecek? Kadınların toplumsal bağları kuvvetlendiren misafirperverliği, erkeklerin lojistik ve akış yönetimiyle buluşur; saatlerce, günlerce sürebilen bir misafir trafiği kusursuza yakın işler.

---

[color=]Takı, Yüzgörümlüğü ve Ekonominin İnce Hesabı[/color]

Takı merasimi, duygusallığın içine yerleştirilmiş bir mikro ekonomidir. Giresun’da, tıpkı Karadeniz’in genelinde olduğu gibi dayanışma “altın” ve “nakit” üzerinden somutlaşır. Takı, yeni kurulan yuvanın ilk sermayesidir. Erkekler bu aşamada “hangi masraf nasıl kapanır?” diye çözüm odaklı plan yaparken; kadınlar “takı sırasını, kimin gönlünün nasıl alınacağını” gözeten duygusal zekâyı işletir. Burada takı defterleri, “verdiğimizi aldık mı?” hesabını tutan bir sosyal muhasebe gibi çalışır; bazen yıllara yayılan bir karşılıklılık sistemi doğar.

---

[color=]Günümüzde Dönüşen Ritüeller: Salon mu Kır mı, DJ mi Kemençe mi?[/color]

Bugünün Giresun düğünleri, iki damar üzerinden akıyor: Salon düğünleri ve kır/yayla düğünleri. Salon düğünlerinde ışık, ses, DJ ve modern koreografiler devrede; takı merasimi daha planlı, akış daha sıkı. Kır ve yaylada ise rüzgârın sesi, kemençenin çağrısı, horonun nefesi ağır basıyor.

Şehirleşme ile birlikte zaman yönetimi öne çıkıyor: Damat tarafı “konvoy—salon—takı—pastayla kapat” diye pratik plan yaparken; gelin tarafı akrabalık bağlarını incitmemek için duygusal öncelikleri gözetiyor. Sosyal medya da yeni bir sahne açtı: drone çekimleri, “ilk dans”ın canlı yayınlanması, hatıra köşeleri… Düğün, mahalleyi değil artık dijital topluluğu da bir araya getiriyor.

---

[color=]Sürpriz Bir Pencere: Düğün ve Sürdürülebilirlik[/color]

Beklenmedik gibi gelebilir ama Giresun’daki düğünler sürdürülebilirlik açısından ilham verici bir dönüşümün eşiğinde.

- Yöresel menüler ve mevsimlik ürün kullanımı, karbon ayak izini düşürüyor.

- Tek kullanımlık plastik yerine emaye/seramik ve geri dönüşümlü malzemeler, düğünün çevresel yükünü azaltıyor.

- Fındık kabuğu yakıtlı ocaklar, kırsalda hâlâ kullanılan bir pratik; bu, enerji verimliliği üzerine yaratıcı sohbetlerin kapısını aralıyor.

Erkeklerin maliyet ve verim hesabı, kadınların topluluk sağlığı ve doğa duyarlılığıyla birleşince, “yeşil düğün” Giresun’da hiç de uzak bir hayal olmayabilir.

---

[color=]Düğün ve Şehir Planlaması: Ses, Trafik, Kamusal Alan[/color]

Düğünler, şehrin ritim ekonomisine dokunur: konvoy güzergâhı, salon çevresindeki park yükü, müzik desibeli… Belediyenin kılavuzları, komşuluk hukuku, sivil inisiyatif; hepsi “neşe” ile “düzen”i barıştırmaya çalışır. Giresun’un sahil hattı ve iç mahallelerinde horonun sesi ile gece sakinliği arasındaki denge, ortak aklın sınavıdır. Burada yine aynı tablo: erkekler “izin, plan, rota” diye çözüm üretir; kadınlar “komşu rahatsız olmasın, tebrik sırası aksamasın” diyerek sosyal uyumu örer.

---

[color=]Gelecek: Hibrit Düğünler, Yerel-Küresel Denge[/color]

Yarınların Giresun düğünleri hibrit olabilir: Bir ayağı yaylada, bir ayağı salonda; bir gözü kemençede, öbürü Spotify listesinde. Takı zarfı yanında dijital hediye kartları, fotoğraf albümünün yanında bulut arşivi… Göçle birlikte şehir dışındaki akrabalar için canlı yayın standart hâle gelebilir.

Ama öz değişmez: Horonun halkası daima “biz”i anlatır. Düğün, topluluğun yeniden üretildiği bir törendir. Erkeklerin strateji ve çözümle akışı tutması, kadınların empati ve bağla duyguyu taşıması; Giresun düğününü hem sağlam hem sıcak yapan iki kanattır.

---

[color=]Kişisel Bir Kare: Bir Düğünden Kalan Ses[/color]

Bir yayla düğününde, yaşlı bir amca horona kalkmakta zorlanmıştı. Gençler hemen ritmi yavaşlattı, halka açıldı, amcayı ortaya aldı. O an şunu düşündüm: Giresun’da düğün, en zayıf halkayı bile taşıyorsa gerçektir. Kudret—zarafet dengesinin canlı hali. Bir yanda dizlerin sert vuruşu, öte yanda kalbin ince ayarı.

---

[color=]Tartışmayı Alevlendirecek Sorular: Söz Sizde![/color]

- Sizce Giresun düğününün kalbi nerede atıyor: kemençe ve horonda mı, yoksa aile sofralarında mı?

- Takı merasimi dayanışma kültürünü güçlendiriyor mu, yoksa ekonomik baskı yaratıyor mu?

- Salon mu, yayla mı? Gürültü—neşe dengesinde siz nasıl bir çözüm önerirsiniz?

- “Yeşil düğün” Giresun’da uygulanırsa, ilk adım ne olmalı: menü, malzeme, ulaşım, enerji?

- Erkeklerin stratejik—kadınların empatik rolünü ters yüz edip denesek, düğünün akışı nasıl değişirdi?

Haydi forumdaşlar, kendi düğün karelerinizi, ailenizin ritüellerini, iyi örnekleri ve “bunu artık yapmayalım” dediğiniz alışkanlıkları paylaşın. Giresun’un düğün hikâyesi, ancak hep birlikte tamamlanacak büyük bir mozaik.